Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nda görev alan, kadın mücadelesi içinde yer alan yazar Beril Erem ile İstanbul Sözleşmesi’ni konuştuk. Toplumda insani değerleri öne çıkartacak yaptırımlar üzerine temel bilgiler veren güzel bir sohbet oldu. Elbette konu çok derin ve incelikli. En azından bu derin konunun önemini herkesin anlayacağı dilden en yalın haliyle anlatalım istedik. Çünkü toplumdaki cinsiyet ayrımcılığının kalkması açısından İstanbul Sözleşmesi’nin öneminin gerçekten farkında mıyız? En basiti özellikle kadına yönelik şiddeti savunan ve tüm dünyada ses getiren bu sözleşmenin adının neden İstanbul olduğunu kaçımız biliyoruz? Üstelik adı İstanbul olarak evrensel boyutta yer edinmiş 2011 tarihinde imzaladığımız bu sözleşmeden şimdi neden çıkarılmak isteniyoruz?
1 Ağustos yani yarın, İstanbul Sözleşmesi’nin yıldönümü. Ayrıca bugün Kurban Bayramı. Likya Sohbetleri’ne başlamaya niyetlendiğimde yayınladığım manifestomda aynen şöyle yazmıştım: “Likya Sohbetleri ile din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin; “canlı” olanı merkezine alan sohbetler gerçekleştirmeyi hedefliyorum.” Tam da böyle bir söyleşi oldu. Dilerim mümkün olduğunca kişiye ulaşsın.