Toplumsal Cinsiyet Eşitliği üzerine söylenecekleri tek bir programla sınırlandırmak istemediğimden geçen sene Likya Sohbetleri’nde Eşitliğin İzinde serisi başlatmıştım. Ayrımsız Dünya, Herkes İçin Eşitlik, Kaş’ta Kadın Dayanışması bölümlerinden sonra bu sefer konu başlığımız “Medyada ve İletişimde Toplumsal Cinsiyet”. Daha önce medya ve iletişimde Toplumsal Cinsiyet üzerine araştırmalar yapan Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan ile bu konuyu konuştuk. Tam da Eşitliğin İzinde serisini başlattığım günlerde, editörlüğünü kendisinin yaptığı ve aynı zamanda içinde makalesinin de bulunduğu “Medya ve İletişimde Toplumsal Cinsiyet Üzerine Tartışmalar” adlı kitap imzalı olarak elime geçmişti. Sevgili Bahar’ın annesi çok sevdiğim bir arkadaşım. Necosphere Neco Ocak’ın daha iyi olması adına programıma her zaman çok büyük konuk katkıları oldu ama kızının konuğum olması tamamen benim teklifimdi. Bir sene öncesinden karar verdiğimiz bu programı ancak İstanbul’da yeni çekebildik. Zamanı şimdiymiş diyorum. Bahar’la yaptığımız çekim öyle keyifli aktı gitti ki, toplumsal cinsiyet eşitliği adına ciddi emekler veren bir kadınla aynı enerjide olmak günün sonunda beni çok mutlu etti. Öyle ki program boyunca dilimize işlemiş cinsiyet ayrımcılığı yapan sözlerin üzerinde durmamış olsak doya doya şu cümleyi kurmak isterdim: “Anasına bak kızını al.” :))) O yüzden en iyisi ben şöyle söyleyeyim. “Armut dibine düşermiş.” 😇 Bu arada ben Kaş’tan İstanbul’a taşınmadan daha Maşuk Meyhaneni’nin sahibi sevgili arkadaşlarım İstanbul’da çekim yapmak istersem İstanbul’daki mekanları olan Atıfet Meyhane’yi kullanabileceğimi söylemişlerdi. Kaş’tan tanıdığım arkadaşların olmasının da etkisi vardı tabi kendimi resmen Kaş’ta çekim yapıyor gibi hissettim. Hem konuğuma hem sevgili arkadaşlarıma gönülden teşekkür ediyorum. Yalnız yaka mikrofonu kullandığımız için ortamdaki müzik sesinin mikrofona bu kadar gireceğini hesaplayamamışım. Çok çok özür. Sevgilerimle
Didem Elif
